Yazar İlahiyatçı Said Doğan’ın açıklaması;

1800 yılların sonuna doğru göçlerle başlayan sorun İngiliz manda yönetimi sırasında devam etti ve 1948 de devletleşme yoluna gidildi. Gasıp Yahudi varlığı her fırsatta Filistin topraklarını işgale devam etti ve batı dünyasının desteğini de alarak sık sık vahşi saldırılarına devam etti. 6 gün savaşları olarak bilinen ve tamamıyla bir tiyatrodan oluşan savaşta  kazanan taraf olarak İsrail hakkında, dönemin Arap liderleri tarafından yenilmez bir algı oluşturulmuş ve işgal ettiği toprakları çok daha fazla genişletmesine sebep olmuştur. Hiç bir hukuk kuralı tanımayan bu işgalci güç ülkelerde oluşturduğu lobiler aracılığıyla yaptığı zulüm ve haksızlıklara her zaman destek bulmuş ve günümüze kadar devam etmiştir.

Ortadoğu ve İslam coğrafyasında Müslüman halklar her ne kadar bu durumdan rahatsız olup her defasında tepkilerini gösterseler de, yöneticiler sessiz kalmış hatta siyasi olarak bu zulme ortak, destek olmuşlardır.

Osmanlı hilafet devletinin ilgasından sonra parçalanmış ve paylaştırılmış bu coğrafyanın en büyük sorunu ,halklarına karşı samimi olmayan yöneticiler olmuştur.Batı güdümünde ,onlardan icazetli yöneticilerden cesaret alan batı ve İsrail bu topraklarda her zaman kan ve göz yaşı akıtmış  katliamlara devam etmiştir.

Şu an yaşanan İsrail zulmüne tüm müslüman ülkelerde halklar olarak en yüksek perdeden tepkiler gelmesine rağmen yine yöneticiler başlarını kuma gömmüş ve kınamalarla günü kurtarmaya çalışmaktadırlar. Yüzlerce meydan da Yöneticilere hitaben Ordular Aksaya diye haykıran halklara sağır kesilmiş durumdadırlar. Oysa herkesçe bilinmektedir ki bu yaşanan soruna köklü bir çözüm ancak siyasi ve askeri bir kararla olur. Müslümanların yeniden coğrafyalarında söz ve etki sahibi olmaları, yaşanan zulümlere gerekli tepki vermeleri ancak ve ancak siyasi birlikteliklerini sağlamaları ile mümkündür. Bu siyasi birliği teşkil etmeye muktedir tek kurumda Hilafet kurumudur. Bu münasebetle müslümanların yeniden Hilafet devletinin ikamesi için ellerinden gelen tüm çabayı sarf etmeleri gerekir.” Dedi.