Çapan'dan İntihar Olaylarına İlişkin Açıklama

30.06.2021 - 16:30, Güncelleme: 30.06.2021 - 16:30 4232+ kez okundu.
 

Çapan'dan İntihar Olaylarına İlişkin Açıklama

Son günlerde İlimizde peşpeşe yaşanan intihar vakaları ile ilgili açıklamada bulunan Mil-Sen Konfederasyonu & Mil-Diyanetsen Şanlıurfa İl Başkanı Ömer ÇAPAN konu ile ilgili başta Şanlıurfa Valimiz Abdullah ERİN olmak üzere tüm yetkililere çağrıda bulunarak 'insanı yaşat ki devlet yaşasın' parolası ile vakit geç olmadan sorumluluk üstlenmeye davet etti.  İl Başkanı Çapan sözlerini şöyle sürdürdü:  Dün yine gencecik bir canı, taptaze bir fidanı, anne-babası'nın ciğerparesini ikindi namazından sonra toprağa verdik. Haftalar ve günler geçmiyor ki, hayatlarının baharında, en mutlu olmaları gereken çağdaş gençlerimizin intihar haberleriyle sarsılmamış olalım. Son bir-iki ay içinde kaç canın, kaç fidanın cansız bedeni yere düştü daha fazlası ise yaralı… Dün cenazesini kaldırdığımız gencin yaşı onbeş. Zaten ölenlere bakınca yaş ortalaması 15 - 45 arası. Yani hepsi genç! Peki ne oluyor insanımıza, ne oluyor gençlerimize diyerek haykırmak istiyorum toplum adına. Hayatlarının baharında, hayatın tüm canlılığına ve sıcaklığına karşı hangi sebeple ölümün soğuk yüzünü tercih ediyorlar..? Neden sevenlerini acılara boğarak arkalarında gözü yaşlı, ciğeri yanık, çaresizce ağıtlar yakan insanlar bırakacaklarını bile bile intihar ediyorlar.? Biliyorum ki, bu sorun sadece Şanlıurfa'nın değil tüm Türkiye'nin sorunu. Ancak Şanlıurfa'da insanı ilişkilerin yoğun yaşandığı, akrabalık ilişkilerinin -eskisi kadar olmasa da- canlı tutulduğu, maneviyatın Türkiye'nin bir çok iline göre fazlasıyla hissedildiği ilimizde, bu kadar sonu ölümle biten intihar vakalarının artması beni ve aklı selim sahibi herkesi gelecek adına, devletim ve milletimin geleceği olan evlatlarımız, gençlerimiz adına ciddi anlamda endişelendiriyor.  Göz göre görebilirsin gözaydınlığımız olan evlatlarımız hiçbirimiz kabullenemeyeceği bir şekilde ölüme giderken yaşananlar karşısında sadece 'Allah rahmet etsin''Mevlam yakınlarına sabırlar versin' dilek ve temennileriyle geçiştiremeyiz ve kendimizi kurtaramayız. Sebebi her ne olursa olsun -maddi sebeplere bağlama kolaylığına kaçmadan- hiçbirimizin ve hiç kimsenin kendini öldürme, canına kıyma hakkına sahip olmadığını, canı verenin ancak zamanı gelince alacağını ve bize verilen  hayatın her yönüyle bir imtihan vesilesi olduğunu unutmadan, gençlerimizin tıkanma noktalarını tespit ederek, o gencecik fidanları intihara götüren sebepleri bir an önce ortadan kaldırmalıyız.  Bu konuda benzeri acılar yaşamamak için vicdan ve evlat sahibi herkes elini taşın altına koymalı, Vali'sinden-Belediye başkanı'na, Kurum amirlerinden-işadamlarına, STK'lar dan-derneklere, öğretmeninden-din görevlisine kadar herkes yetkisi ve gücü oranında hayatı daha anlamlı ve yaşanılır kılmak için harekete geçmeli. İnsana, gençliğe, çocuklara dokunmalı, değer vermeli, değer katmalı… Hep yaptığımız devasa yapılarla, binalarla, sahip olduğumuz arazilerle, yollarla ve köprülerle övünüyoruz. Ancak insanımızın gönül dünyasını, manevi canlılığını yaşatamazsak ne arazimizin ne yollarımızın ne de şehirlerimizin hiçbir kıymeti olmayacaktır.  Özellikle sayın Vali'me ve tüm yetkililere sesleniyorum!!! İvedilikle toplumun dününü ve bugününü iyi bilen kişilerden oluşan intiharları araştıracak bir komisyon kurulsun ve bu komisyon intiharların sebeplerini ve nasıl önleneceği ilgili bir rapor hazırlasın. Ve bu rapor hayatta uygulansın ki böylece daha fazla canlar yitirilmesin. Rabbim bizleri 'İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın' diyen ve gereğini yapan ecdadın yolundan ayırmasın.

Son günlerde İlimizde peşpeşe yaşanan intihar vakaları ile ilgili açıklamada bulunan Mil-Sen Konfederasyonu & Mil-Diyanetsen Şanlıurfa İl Başkanı Ömer ÇAPAN konu ile ilgili başta Şanlıurfa Valimiz Abdullah ERİN olmak üzere tüm yetkililere çağrıda bulunarak 'insanı yaşat ki devlet yaşasın' parolası ile vakit geç olmadan sorumluluk üstlenmeye davet etti. 


İl Başkanı Çapan sözlerini şöyle sürdürdü: 
Dün yine gencecik bir canı, taptaze bir fidanı, anne-babası'nın ciğerparesini ikindi namazından sonra toprağa verdik. Haftalar ve günler geçmiyor ki, hayatlarının baharında, en mutlu olmaları gereken çağdaş gençlerimizin intihar haberleriyle sarsılmamış olalım. Son bir-iki ay içinde kaç canın, kaç fidanın cansız bedeni yere düştü daha fazlası ise yaralı… Dün cenazesini kaldırdığımız gencin yaşı onbeş. Zaten ölenlere bakınca yaş ortalaması 15 - 45 arası. Yani hepsi genç! Peki ne oluyor insanımıza, ne oluyor gençlerimize diyerek haykırmak istiyorum toplum adına. Hayatlarının baharında, hayatın tüm canlılığına ve sıcaklığına karşı hangi sebeple ölümün soğuk yüzünü tercih ediyorlar..? Neden sevenlerini acılara boğarak arkalarında gözü yaşlı, ciğeri yanık, çaresizce ağıtlar yakan insanlar bırakacaklarını bile bile intihar ediyorlar.? Biliyorum ki, bu sorun sadece Şanlıurfa'nın değil tüm Türkiye'nin sorunu. Ancak Şanlıurfa'da insanı ilişkilerin yoğun yaşandığı, akrabalık ilişkilerinin -eskisi kadar olmasa da- canlı tutulduğu, maneviyatın Türkiye'nin bir çok iline göre fazlasıyla hissedildiği ilimizde, bu kadar sonu ölümle biten intihar vakalarının artması beni ve aklı selim sahibi herkesi gelecek adına, devletim ve milletimin geleceği olan evlatlarımız, gençlerimiz adına ciddi anlamda endişelendiriyor. 

Göz göre görebilirsin gözaydınlığımız olan evlatlarımız hiçbirimiz kabullenemeyeceği bir şekilde ölüme giderken yaşananlar karşısında sadece 'Allah rahmet etsin''Mevlam yakınlarına sabırlar versin' dilek ve temennileriyle geçiştiremeyiz ve kendimizi kurtaramayız. Sebebi her ne olursa olsun -maddi sebeplere bağlama kolaylığına kaçmadan- hiçbirimizin ve hiç kimsenin kendini öldürme, canına kıyma hakkına sahip olmadığını, canı verenin ancak zamanı gelince alacağını ve bize verilen  hayatın her yönüyle bir imtihan vesilesi olduğunu unutmadan, gençlerimizin tıkanma noktalarını tespit ederek, o gencecik fidanları intihara götüren sebepleri bir an önce ortadan kaldırmalıyız. 

Bu konuda benzeri acılar yaşamamak için vicdan ve evlat sahibi herkes elini taşın altına koymalı, Vali'sinden-Belediye başkanı'na, Kurum amirlerinden-işadamlarına, STK'lar dan-derneklere, öğretmeninden-din görevlisine kadar herkes yetkisi ve gücü oranında hayatı daha anlamlı ve yaşanılır kılmak için harekete geçmeli. İnsana, gençliğe, çocuklara dokunmalı, değer vermeli, değer katmalı… Hep yaptığımız devasa yapılarla, binalarla, sahip olduğumuz arazilerle, yollarla ve köprülerle övünüyoruz. Ancak insanımızın gönül dünyasını, manevi canlılığını yaşatamazsak ne arazimizin ne yollarımızın ne de şehirlerimizin hiçbir kıymeti olmayacaktır. 

Özellikle sayın Vali'me ve tüm yetkililere sesleniyorum!!! İvedilikle toplumun dününü ve bugününü iyi bilen kişilerden oluşan intiharları araştıracak bir komisyon kurulsun ve bu komisyon intiharların sebeplerini ve nasıl önleneceği ilgili bir rapor hazırlasın. Ve bu rapor hayatta uygulansın ki böylece daha fazla canlar yitirilmesin. Rabbim bizleri 'İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın' diyen ve gereğini yapan ecdadın yolundan ayırmasın.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 63olay.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.