Emine Altun
Köşe Yazarı
Emine Altun
 

EŞCİNSEL EVLİLİKLER…

     Twitter’da denk geldiğim bir videoyu önce yurt dışında falan sandım. Videonun sesini açınca Türkçe konuşanları görünce gözlerim fal taşı gibi açıldı. Gayri ihtiyari videoyu başa sararak şaşkınlık içerisinde tekrar izledim. Beyaz takım elbiseli iki adam (erkek) biri diğerinin koluna girmiş bir kalabalığın içerisine alkışlarla giriyorlar. Evet normal bir videoda gelin (kadın) damat (erkek) salona girişi olur. Ama bu videoda bir terslik vardı ve gözlerimi, duygularımı, kalbimi kanatarak gelin (erkek) damat (erkek) düğün girişini izledim. İzmir den sonra İstanbul' da yaşanan ikinci durum bu üstelik.         Davetliler şık giyimli modern görünümlü. Mikrofonu alan kadın tatlı tatlı ikiliye hislerini ve evlilik duygularını soruyor. İkiliden ilki konuşmaya başlıyor. Elinde kağıt ezberleyemediğini söyleyerek okumaya başlıyor.. Ne enteresan! Ezberlemek veya ezberleyememek. Bu işin ezberi nedir ki? Yaptıkları iş işte değil üstelik. Rezillik. Nefsaperestlik.        Okuduğu metin süslü kelimelerle dolu. Güya duygularını okuyor. Evet okuyor. Duygu okunur mu? Duygu hissedilir. Kelimeler kalp süzgecinden geçerde ses tellerini titretir. Ama bunun ki okuma duygusu, ezber edememiş. Anormallikler silsilesi. Sıra ötekine geliyor tek kelimeyle sözü tamamlıyor ve ardından bir başarıyı alkışlar edasıyla alkışlar kopuyor.      Her canlı neslini devam ettirmek için üremeye programlı. Bunu hayvanlar ve bitkiler aleminde, mikroskobik canlılar aleminde dahi görebiliyoruz. Herkes yaradılış programına uyuyor. Hiç biri itiraz etmiyor. Ve dünya milyarlarca yıldır canlılarla beraber dönüyor.     Ya insanlar?     İnsanlık?     Ah insanlık! Ah insan türü. Bu kadar reddiye neden? Programın dışında yaşamak neden? Buna nasıl bir kılıf uydurabilir ve insanlara sunabilirsin? Beynimin içi sorularla kaynıyor.      Herşeyin normalleşmemesi gerektiğini birkez daha anlıyoruz. Uysallaşan sesliğe gömülen toplum tehlikelidir.       Neslin sağlıklı bir şekilde devamı için yaradılış programı şart. Aile kurumu güçlendirilmelidir. Ruh  sağlığı yerinde insanlar ancak aile sevgisini tatmış bireylerdir. Bu bireylerin çokluğu anarşiyi düzensizliği adaletsizliği azaltır. Bu iş için herkes kendi geleceği için elini taşın altına koymalıdır.     İyi ile kötü, hak ile batıl dünya sona erene kadar devam edecektir. Önemli olan bizim nerde durduğumuz. Biz Hak ve hakikatten yanayız. Eşcinselliğin normalleşmemesi gerektiği ve bunun bir sapkınlık olduğu bir gerçektir.       Batılı ve yanlışı kabul etmekten Allah'a sığınırım.                                 Selam ve dua ile...
Ekleme Tarihi: 11 Eylül 2020 - Cuma

EŞCİNSEL EVLİLİKLER…

     Twitter’da denk geldiğim bir videoyu önce yurt dışında falan sandım. Videonun sesini açınca Türkçe konuşanları görünce gözlerim fal taşı gibi açıldı. Gayri ihtiyari videoyu başa sararak şaşkınlık içerisinde tekrar izledim. Beyaz takım elbiseli iki adam (erkek) biri diğerinin koluna girmiş bir kalabalığın içerisine alkışlarla giriyorlar. Evet normal bir videoda gelin (kadın) damat (erkek) salona girişi olur. Ama bu videoda bir terslik vardı ve gözlerimi, duygularımı, kalbimi kanatarak gelin (erkek) damat (erkek) düğün girişini izledim. İzmir den sonra İstanbul' da yaşanan ikinci durum bu üstelik.

        Davetliler şık giyimli modern görünümlü. Mikrofonu alan kadın tatlı tatlı ikiliye hislerini ve evlilik duygularını soruyor. İkiliden ilki konuşmaya başlıyor. Elinde kağıt ezberleyemediğini söyleyerek okumaya başlıyor.. Ne enteresan! Ezberlemek veya ezberleyememek. Bu işin ezberi nedir ki? Yaptıkları iş işte değil üstelik. Rezillik. Nefsaperestlik.

       Okuduğu metin süslü kelimelerle dolu. Güya duygularını okuyor. Evet okuyor. Duygu okunur mu? Duygu hissedilir. Kelimeler kalp süzgecinden geçerde ses tellerini titretir. Ama bunun ki okuma duygusu, ezber edememiş. Anormallikler silsilesi. Sıra ötekine geliyor tek kelimeyle sözü tamamlıyor ve ardından bir başarıyı alkışlar edasıyla alkışlar kopuyor.

     Her canlı neslini devam ettirmek için üremeye programlı. Bunu hayvanlar ve bitkiler aleminde, mikroskobik canlılar aleminde dahi görebiliyoruz. Herkes yaradılış programına uyuyor. Hiç biri itiraz etmiyor. Ve dünya milyarlarca yıldır canlılarla beraber dönüyor.

    Ya insanlar?

    İnsanlık?

    Ah insanlık! Ah insan türü. Bu kadar reddiye neden? Programın dışında yaşamak neden? Buna nasıl bir kılıf uydurabilir ve insanlara sunabilirsin? Beynimin içi sorularla kaynıyor.

     Herşeyin normalleşmemesi gerektiğini birkez daha anlıyoruz. Uysallaşan sesliğe gömülen toplum tehlikelidir.

      Neslin sağlıklı bir şekilde devamı için yaradılış programı şart. Aile kurumu güçlendirilmelidir. Ruh  sağlığı yerinde insanlar ancak aile sevgisini tatmış bireylerdir. Bu bireylerin çokluğu anarşiyi düzensizliği adaletsizliği azaltır. Bu iş için herkes kendi geleceği için elini taşın altına koymalıdır.

    İyi ile kötü, hak ile batıl dünya sona erene kadar devam edecektir. Önemli olan bizim nerde durduğumuz. Biz Hak ve hakikatten yanayız. Eşcinselliğin normalleşmemesi gerektiği ve bunun bir sapkınlık olduğu bir gerçektir. 

     Batılı ve yanlışı kabul etmekten Allah'a sığınırım.

                                Selam ve dua ile...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 63olay.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.