Emine Altun
Köşe Yazarı
Emine Altun
 

TOPRAKTA BİTEN CANLAR...

Hayatın sert rüzgarını, dışarı çıkmak için evlerinin kapılarını açtıklarında yüzlerinde tokat gibi hissediyorlardı. Kendi hayatlarının az ötesinde yaşanan konforlu hayatlar ve "Bu sabahı nasıl akşam edeceğiz? " diye yaşının gereği olmayacak düşüncelerle güne başlayan çocuklardı onlar. Kışın soğuğunda ince elbiselerle çorapsız, çantasında ki tırnaklı ekmeğin arasına akşamdan kalma yemeği sıkıştırılmış çocuklardı onlar. Kantinden uzak, ruhundaki acıyı açığa çıkarır gibi birbirini itip kalkarak oyunlar oynayan çocuklardı. Anlamlandırmaya başladıklarında hayatı daha henüz 12 13 yaşlarında, sınav notlarını yetiştirme telaşları başlardı. Zaten çoğu zaman da fırından, sanayiden geç çıkmış ve geç uyumuş gözlerle yada küçük kardeşine bakarak annenin yükünü hafifletmekle geç kalınmış derslerin eksik konularıyla, sınava erken giren çocuklardı. Öğretmenler odası kapısı haftalar öncesinden göz hapsinde tutulurdu. Bazen o kapı kapanır bazende açılırdı.Çünkü telaşları vardı, kışın geçimi için yazın tarlalarda çalışıp para kazanma gibi...     Umut yüklüydüler sımsıcak yüreklerinde. Vefa nedir en çok onlar bilirlerdi. Yıllar öncesinde biten öğretmen öğrenci ilişkisini ilk günkü tazeliğini korumasını çok iyi bilirlerdi. Yeterki o tertemiz saf yüreklerine sevgi tohumunu atmasını bilen bir öğretmene denk gelmiş olsunlardı. O tohumu büyütüp çınara çevirmeyi bilirlerdi hayatın tüm zorluğuna inat.      Tarım emekçilerimiz... Alın terinin helal lokmanın uğruna feda edilen canlarımız...      Haberleri duyunca içim cız etti. Tarım işçisi çok öğrencim vardı (olup olmaması da önemli değil aslında hepsi çocuklarım) , bir an elim kalbime gitti ve ardından paylaşımları görünce yüreğime işleyen o sızı iyice arttı...      Konya'nın Yunak ilçesine ekmek parasını kazanmak için giden ve geri dönmeyen yitik canlar... Dünyanın en verimli toprağı üzerinde doğupta başka topraklarda ırgatlık yapan yiğitler... Söylenecek eleştirilecek bir sürü şey var peki bunları yapsak o canlar geri gelir mi?        Hayır!       Geriye " Ateş düştüğü yeri yakar." cümlesinden başka ne kalır ki...     Yazarken bile gözlerim doldu ya acıyı yüreğinde yaşayanlar...                                          Selam ve dua ile...
Ekleme Tarihi: 27 Haziran 2020 - Cumartesi

TOPRAKTA BİTEN CANLAR...

Hayatın sert rüzgarını, dışarı çıkmak için evlerinin kapılarını açtıklarında yüzlerinde tokat gibi hissediyorlardı. Kendi hayatlarının az ötesinde yaşanan konforlu hayatlar ve "Bu sabahı nasıl akşam edeceğiz? " diye yaşının gereği olmayacak düşüncelerle güne başlayan çocuklardı onlar. Kışın soğuğunda ince elbiselerle çorapsız, çantasında ki tırnaklı ekmeğin arasına akşamdan kalma yemeği sıkıştırılmış çocuklardı onlar. Kantinden uzak, ruhundaki acıyı açığa çıkarır gibi birbirini itip kalkarak oyunlar oynayan çocuklardı. Anlamlandırmaya başladıklarında hayatı daha henüz 12 13 yaşlarında, sınav notlarını yetiştirme telaşları başlardı. Zaten çoğu zaman da fırından, sanayiden geç çıkmış ve geç uyumuş gözlerle yada küçük kardeşine bakarak annenin yükünü hafifletmekle geç kalınmış derslerin eksik konularıyla, sınava erken giren çocuklardı. Öğretmenler odası kapısı haftalar öncesinden göz hapsinde tutulurdu. Bazen o kapı kapanır bazende açılırdı.Çünkü telaşları vardı, kışın geçimi için yazın tarlalarda çalışıp para kazanma gibi...

    Umut yüklüydüler sımsıcak yüreklerinde. Vefa nedir en çok onlar bilirlerdi. Yıllar öncesinde biten öğretmen öğrenci ilişkisini ilk günkü tazeliğini korumasını çok iyi bilirlerdi. Yeterki o tertemiz saf yüreklerine sevgi tohumunu atmasını bilen bir öğretmene denk gelmiş olsunlardı. O tohumu büyütüp çınara çevirmeyi bilirlerdi hayatın tüm zorluğuna inat.

     Tarım emekçilerimiz... Alın terinin helal lokmanın uğruna feda edilen canlarımız...

     Haberleri duyunca içim cız etti. Tarım işçisi çok öğrencim vardı (olup olmaması da önemli değil aslında hepsi çocuklarım) , bir an elim kalbime gitti ve ardından paylaşımları görünce yüreğime işleyen o sızı iyice arttı...

     Konya'nın Yunak ilçesine ekmek parasını kazanmak için giden ve geri dönmeyen yitik canlar... Dünyanın en verimli toprağı üzerinde doğupta başka topraklarda ırgatlık yapan yiğitler... Söylenecek eleştirilecek bir sürü şey var peki bunları yapsak o canlar geri gelir mi?

       Hayır!

      Geriye " Ateş düştüğü yeri yakar." cümlesinden başka ne kalır ki...

    Yazarken bile gözlerim doldu ya acıyı yüreğinde yaşayanlar...

               

                         Selam ve dua ile...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 63olay.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.