Abdulkadir Şanlı
Köşe Yazarı
Abdulkadir Şanlı
 

NE HALE GELDİK BİZ, HİÇ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ?

Kıymetli okurlar, siyaset günlük yaşam ile ilgili her konuya değiniyoruz da ne hale geldiğimizi hiç sorguluyor muyuz? Acaba düşünüyor muyuz son yıllar içerisinde artan iftira, dedikodu, iki yüzlülük, nankörlük ve en önemlisi sevgi saygının bittiği aile bağlarının kopukluğunu?   Tabi ki düşünen de var, düşünmeyen kardeşlerimiz de…..   Toplum öyle bir hale gelmiş durum da ki, değil komşu hakkı kardeş hakkı bile düşünülmüyor. Müslüman’ız elhamdülillah ama bir Müslüman’a yakışan hareketlerde bulunmuyoruz!   Aile bağları kopmuş durumda, bir çok ailede düzen kalmamış. Baba ve anneler çocuklarına hakim olamıyor söz dinletemiyor. Sevgi saygı çerçevesi kırılmış durumda. Çekirdek ailelerde durum böyle iken bir de alanı genişletelim. Amca, dayı, hala, teyze ve diğerleri ile ilişki durumuna bakılırsa son 1 yıl içerisinde yaptığım değerlendirmelere bakarsak akraba bağları her geçen gün koptukça kopmakta. Ne oldu bize, neden bu hale geldik toplum olarak neden kendimizi hesaba çekmiyoruz!   Her kesin elinde telefonlar, evinde bilgisayarlar ve televizyonlar sürekli açık durumda bağları koparıp kendimizi bunlara odaklayıp esiri olduk haberimiz yok. Telefonlar iletişim dışında bir çok işle meşgul ediyor zaten bizi. Eş dost akraba ziyaretleri bitmiş tükenmiş durumda. Bayramlarda artık kısa mesaj ile bayramlaşmıyoruz mu?   Bulunduğumuz bir çok sohbetler de dedikodu, iki yüzlülük, iftira gibi günahları işlemiyoruz mu? Şu böyle yaptı, bu böyle yaptı. Yalan dolan filan işte say say bitmez olduk….   Hep doğruluktan iyilikten kaçtık…   Acaba çevremizde kaç yoksul var? Yada Yemen’de Müslüman kardeşlerimiz açlıktan veya su bulamazken ölüyor bizler ne yapabiliriz ne gibi faydalar sağlayabiliriz ki Müslüman kardeşlerimize yardım edelim? Diye düşünmedik yada hiçbir arada din kardeşlerimize nasıl yardım ulaştırırız demedik çünkü bir araya gelemiyoruz.   Otobüste yaşlılarımıza yer vermiyor, kızlarımıza sahip çıkmıyoruz. Faize bulaşıp haram yedik. Zina rakamları her geçen gün artıyor. Adaletli davranmıyoruz. Genel çerçeveye bakarsak Müslüman toplumlarında düzen değişmiş günahlar artmış durumda.   Oysa ki kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim’in bize gösterdiği yoldan gidersek ne bir adaletsizlik nede bir haksızlık olur. Sevgi ve saygı içerisinde toplum bağlarımız güçlenir. Her şey bizde saklıdır. Sadece yapılması gerek harekete geçmektir.   Örnek Bir Müslüman’ın Yapacakları Aslında 9 Madde İle Söylenebilir;   1. Müslümanların birbirleri üzerinde hak ve vecibeleri vardır ve bunlar maddî veya mânevî niteliklidir.   2. Her hak, bir mükellefiyeti de beraberinde getirir. Mükellefiyetlerini yerine getirmeyenler mes'uldürler. Bu mes'uliyet dünyevî veya uhrevî olabilir.   3. Selâm vermek sünnet, almak ise farzdır.   4. Hasta ziyareti sünnettir. Ziyarette edebe riâyet etmek gerekir.   5. Cenazeyi teşyîde, namazını kılmak ve kabre defnetmek farz-ı kifâye, bunun dışındaki hizmetler sünnet ve müstehabdır.   6. Meşru ölçüler içinde yapılan düğün dâvetine icabet vâcip, diğer meşru dâvetlere katılmak ise sünnet ya da müstehaptır.   7. Aksırıp "elhamdülillah" diyene "yerhamükellah" diye mukabelede bulunmak bir vecibedir.   8. Nasihat isteyene ve nasihata ihtiyacı olana nasihat etmek, yol ve yön göstermek, gücü yetenler üzerine dînî bir vazifedir.   9. Müslümanlar, aralarında kardeşlik, dostluk, yardımlaşma, şefkat ve merhameti temin edecek hak ve vazifeleri kesinlikle yerine getirmelidirler.   İnanıyorum ki bizler bunları yaparsak gerisi kendisi gelecektir. En güzel yol rabbimizin bizlere gösterdiği yoldur. Vesselam…  
Ekleme Tarihi: 24 Aralık 2019 - Salı

NE HALE GELDİK BİZ, HİÇ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ?

Kıymetli okurlar, siyaset günlük yaşam ile ilgili her konuya değiniyoruz da ne hale geldiğimizi hiç sorguluyor muyuz? Acaba düşünüyor muyuz son yıllar içerisinde artan iftira, dedikodu, iki yüzlülük, nankörlük ve en önemlisi sevgi saygının bittiği aile bağlarının kopukluğunu?

 

Tabi ki düşünen de var, düşünmeyen kardeşlerimiz de…..

 

Toplum öyle bir hale gelmiş durum da ki, değil komşu hakkı kardeş hakkı bile düşünülmüyor. Müslüman’ız elhamdülillah ama bir Müslüman’a yakışan hareketlerde bulunmuyoruz!

 

Aile bağları kopmuş durumda, bir çok ailede düzen kalmamış. Baba ve anneler çocuklarına hakim olamıyor söz dinletemiyor. Sevgi saygı çerçevesi kırılmış durumda. Çekirdek ailelerde durum böyle iken bir de alanı genişletelim. Amca, dayı, hala, teyze ve diğerleri ile ilişki durumuna bakılırsa son 1 yıl içerisinde yaptığım değerlendirmelere bakarsak akraba bağları her geçen gün koptukça kopmakta. Ne oldu bize, neden bu hale geldik toplum olarak neden kendimizi hesaba çekmiyoruz!

 

Her kesin elinde telefonlar, evinde bilgisayarlar ve televizyonlar sürekli açık durumda bağları koparıp kendimizi bunlara odaklayıp esiri olduk haberimiz yok. Telefonlar iletişim dışında bir çok işle meşgul ediyor zaten bizi. Eş dost akraba ziyaretleri bitmiş tükenmiş durumda. Bayramlarda artık kısa mesaj ile bayramlaşmıyoruz mu?

 

Bulunduğumuz bir çok sohbetler de dedikodu, iki yüzlülük, iftira gibi günahları işlemiyoruz mu? Şu böyle yaptı, bu böyle yaptı. Yalan dolan filan işte say say bitmez olduk….

 

Hep doğruluktan iyilikten kaçtık…

 

Acaba çevremizde kaç yoksul var? Yada Yemen’de Müslüman kardeşlerimiz açlıktan veya su bulamazken ölüyor bizler ne yapabiliriz ne gibi faydalar sağlayabiliriz ki Müslüman kardeşlerimize yardım edelim? Diye düşünmedik yada hiçbir arada din kardeşlerimize nasıl yardım ulaştırırız demedik çünkü bir araya gelemiyoruz.

 

Otobüste yaşlılarımıza yer vermiyor, kızlarımıza sahip çıkmıyoruz. Faize bulaşıp haram yedik. Zina rakamları her geçen gün artıyor. Adaletli davranmıyoruz. Genel çerçeveye bakarsak Müslüman toplumlarında düzen değişmiş günahlar artmış durumda.

 

Oysa ki kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim’in bize gösterdiği yoldan gidersek ne bir adaletsizlik nede bir haksızlık olur. Sevgi ve saygı içerisinde toplum bağlarımız güçlenir. Her şey bizde saklıdır. Sadece yapılması gerek harekete geçmektir.

 

Örnek Bir Müslüman’ın Yapacakları Aslında 9 Madde İle Söylenebilir;

 

1. Müslümanların birbirleri üzerinde hak ve vecibeleri vardır ve bunlar maddî veya mânevî niteliklidir.

 

2. Her hak, bir mükellefiyeti de beraberinde getirir. Mükellefiyetlerini yerine getirmeyenler mes'uldürler. Bu mes'uliyet dünyevî veya uhrevî olabilir.

 

3. Selâm vermek sünnet, almak ise farzdır.

 

4. Hasta ziyareti sünnettir. Ziyarette edebe riâyet etmek gerekir.

 

5. Cenazeyi teşyîde, namazını kılmak ve kabre defnetmek farz-ı kifâye, bunun dışındaki hizmetler sünnet ve müstehabdır.

 

6. Meşru ölçüler içinde yapılan düğün dâvetine icabet vâcip, diğer meşru dâvetlere katılmak ise sünnet ya da müstehaptır.

 

7. Aksırıp "elhamdülillah" diyene "yerhamükellah" diye mukabelede bulunmak bir vecibedir.

 

8. Nasihat isteyene ve nasihata ihtiyacı olana nasihat etmek, yol ve yön göstermek, gücü yetenler üzerine dînî bir vazifedir.

 

9. Müslümanlar, aralarında kardeşlik, dostluk, yardımlaşma, şefkat ve merhameti temin edecek hak ve vazifeleri kesinlikle yerine getirmelidirler.

 

İnanıyorum ki bizler bunları yaparsak gerisi kendisi gelecektir. En güzel yol rabbimizin bizlere gösterdiği yoldur. Vesselam…

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 63olay.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.