Abdulkadir Şanlı
Köşe Yazarı
Abdulkadir Şanlı
 

“Vatandaşın Sesi Olmak”

“Haksızlığın karşısında susan dilsiz şeytandır” sözü ile başlayarak kentin mevcut durumu ve yıllardır yaşanan sorunları ele alarak siz değerli okurlarıma sitemlerimi ve yaşananları aktarmak istedim.   İlk başta son günlerde yaşanan sosyal medyada da bir takım eleştirilerin yapılığı basın mensupları ile ilgili olan herkeste basın kartı var söylentilerine cevap vermek istiyorum. Evet herkeste yerel medya adına çıkarılmış yerel basın kimlikleri mevcut. Aslında asıl basın kartı Cumhurbaşkanlığı tarafından verilen özel basın kimliğidir. Bu kimliği almak için bir takım zorunluluklar var. Mesela bir medya kuruluşunda ssklı olarak çalışmak gibi. Ama sorun medya patronlarının çalışanlarının ssk primini ödememek için dışarıdan buldukları şahısları kendi kuruluşunda ssk paralarını alarak çalıştırması ve asıl sorun olan basın kartlarını işle alakalı olmayan kişilere verildiğidir. Yıllarca haber için emek veren tanıdığım bir çok kişi bu konuda mağdur olmuş ama medya patronları daha çok kazanmak için camcı, oto tamircisi, işletmeci, emlakçı ve farklı farklı sektörlerden olan bir çok kişinin para karşılığı ssk primlerini yatırmış ve onların basın kartı almasına hak tanımıştır.   Gelelim yerel medya kuruluşların verdikleri diğer yerel kimliklere bu konuda da asıl problem bunları denetleyen diğer kuruluşlardır. Kentte yüzleri aşkın haber sitesi bulunmaktadır. Bunların yüzde 70’inin sektör ile alakası yoktur. Yandaş kuruluşlar olarak ortaya çıkmış ve yaptıkları görmezden gelme ve yağlama pullama görevlerini de itinayla gerçekleştirmektedirler. Aldıkları sus payları ile kentte kendilerini gazeteci olarak tanıtıyor ve bu kimliklerle de bir takım işlerini çözmekten de geri kalmıyorlar.   İki kelam ederek bir makale yazan, şiir yazdığını zanneden, iki programa katılarak kendisini sektörden sanan ve yalakalık ile bu işi yapmaya çalışan yüzlerce şahıs ve bunlara çanak tutan diğer medya patronları ile vatandaşın şahlandırdığı kazetecileri de saymadan geçemem…   15 yıldan fazladır bu sektördeyim çaycılık, temizlik, evrak işi, ses kaydı çözme, gazete dağıtımı, matbaa işlerini yapa yapa bu alanda neyin ne olduğunu her ayrıntısıyla içinden geçerek geldim ama şimdi bakıyorum ki gerçekten uzak bir sektör haline gelmiş durumda.   Gerçekleri vatandaştan gizlemek olmazı olmuş gibi göstermek gazetecilik değil vatandaşa ihanettir…   GELELİM KENTİN SİYASİLERİNE VE KENT VALİSİNE…   14 milletvekili olan ve bu vekillerin bir kısmının da diğer partilerden olması yine sonucu değiştirmedi. Şanlıurfa yine eski tas eski hamam. Milletvekillerini seçildikten sonra sosyal medya üzerinden arada bir yaptıkları paylaşımlarla görmek nasip oluyor. Seçim sürecinde vatandaşa bir takım vaatlerde bulunan milletvekillerini mum ışığıyla aramaktayız. Vatandaş ne durumda pandemi döneminde ne yaptı, esnaf bitik durumda buna nasıl çözüm ararız ve kentin en büyük problemi işsizlik için hangi projeleri gerçekleştirelim diye bir arayış göremiyoruz. Evine aş alamayan yüzlerce vatandaş tanıyorum ve sorunlarını dinliyorum ulaşabilecek kimseleri yok gibi.   Belediye başkanları kurum müdürleri, siyasi parti başkanları ve gazeteciler vatandaşın bu halinden haberdarlar mı? Vatandaş zorlu ekonomik şartlarda çok sorun yaşamakta bir gıda paketi almak için sosyal yardım kuruluşlarına, siyasi parti başkanlarına, belediye başkanlarına, milletvekillerine kadar ulaşmak için çaba sarf ediyor. Sosyal yardım kuruluşlarına, siyasilere ve valiye bile ulaşamıyorlar.   İşsizlik her geçen gün kenti esir altına almaktadır. Esnafın birçoğu kepenk kapatmış, işletmelerin bir çoğu geçici süreyle işlere son vermiş durumda ya bu işsiz kalan vatandaşlar nasıl geçim sağlayacak. Eğer vatandaşın oyları ile o makamlara geldiyseniz vatandaşa hizmet etmek önceliğiniz olmalıdır. Eğer vatandaşın vergisiyle makamlarda oturuyorsanız işinizin vatandaşa kolaylık sağlamak sıkıntılarına merhem olmakla gerçekleştirebilirsiniz.   Susmak, menfaat uğruna sesiz kalmak yerine bunları dile getirmek benim bugüne kadar bu meslekte öğrendiğim tek şeydir. Basın demek vatandaşın dili demek, bunları kendi adıma değil vatandaşımın adına kaleme aldım. Umarım ki dikkate alınır kentin işsizlik, sosyal yardım sorunu çözülür.
Ekleme Tarihi: 02 Ocak 2021 - Cumartesi

“Vatandaşın Sesi Olmak”

“Haksızlığın karşısında susan dilsiz şeytandır” sözü ile başlayarak kentin mevcut durumu ve yıllardır yaşanan sorunları ele alarak siz değerli okurlarıma sitemlerimi ve yaşananları aktarmak istedim.

 

İlk başta son günlerde yaşanan sosyal medyada da bir takım eleştirilerin yapılığı basın mensupları ile ilgili olan herkeste basın kartı var söylentilerine cevap vermek istiyorum. Evet herkeste yerel medya adına çıkarılmış yerel basın kimlikleri mevcut. Aslında asıl basın kartı Cumhurbaşkanlığı tarafından verilen özel basın kimliğidir. Bu kimliği almak için bir takım zorunluluklar var. Mesela bir medya kuruluşunda ssklı olarak çalışmak gibi. Ama sorun medya patronlarının çalışanlarının ssk primini ödememek için dışarıdan buldukları şahısları kendi kuruluşunda ssk paralarını alarak çalıştırması ve asıl sorun olan basın kartlarını işle alakalı olmayan kişilere verildiğidir. Yıllarca haber için emek veren tanıdığım bir çok kişi bu konuda mağdur olmuş ama medya patronları daha çok kazanmak için camcı, oto tamircisi, işletmeci, emlakçı ve farklı farklı sektörlerden olan bir çok kişinin para karşılığı ssk primlerini yatırmış ve onların basın kartı almasına hak tanımıştır.

 

Gelelim yerel medya kuruluşların verdikleri diğer yerel kimliklere bu konuda da asıl problem bunları denetleyen diğer kuruluşlardır. Kentte yüzleri aşkın haber sitesi bulunmaktadır. Bunların yüzde 70’inin sektör ile alakası yoktur. Yandaş kuruluşlar olarak ortaya çıkmış ve yaptıkları görmezden gelme ve yağlama pullama görevlerini de itinayla gerçekleştirmektedirler. Aldıkları sus payları ile kentte kendilerini gazeteci olarak tanıtıyor ve bu kimliklerle de bir takım işlerini çözmekten de geri kalmıyorlar.

 

İki kelam ederek bir makale yazan, şiir yazdığını zanneden, iki programa katılarak kendisini sektörden sanan ve yalakalık ile bu işi yapmaya çalışan yüzlerce şahıs ve bunlara çanak tutan diğer medya patronları ile vatandaşın şahlandırdığı kazetecileri de saymadan geçemem…

 

15 yıldan fazladır bu sektördeyim çaycılık, temizlik, evrak işi, ses kaydı çözme, gazete dağıtımı, matbaa işlerini yapa yapa bu alanda neyin ne olduğunu her ayrıntısıyla içinden geçerek geldim ama şimdi bakıyorum ki gerçekten uzak bir sektör haline gelmiş durumda.

 

Gerçekleri vatandaştan gizlemek olmazı olmuş gibi göstermek gazetecilik değil vatandaşa ihanettir…

 

GELELİM KENTİN SİYASİLERİNE VE KENT VALİSİNE…

 

14 milletvekili olan ve bu vekillerin bir kısmının da diğer partilerden olması yine sonucu değiştirmedi. Şanlıurfa yine eski tas eski hamam. Milletvekillerini seçildikten sonra sosyal medya üzerinden arada bir yaptıkları paylaşımlarla görmek nasip oluyor. Seçim sürecinde vatandaşa bir takım vaatlerde bulunan milletvekillerini mum ışığıyla aramaktayız. Vatandaş ne durumda pandemi döneminde ne yaptı, esnaf bitik durumda buna nasıl çözüm ararız ve kentin en büyük problemi işsizlik için hangi projeleri gerçekleştirelim diye bir arayış göremiyoruz. Evine aş alamayan yüzlerce vatandaş tanıyorum ve sorunlarını dinliyorum ulaşabilecek kimseleri yok gibi.

 

Belediye başkanları kurum müdürleri, siyasi parti başkanları ve gazeteciler vatandaşın bu halinden haberdarlar mı? Vatandaş zorlu ekonomik şartlarda çok sorun yaşamakta bir gıda paketi almak için sosyal yardım kuruluşlarına, siyasi parti başkanlarına, belediye başkanlarına, milletvekillerine kadar ulaşmak için çaba sarf ediyor. Sosyal yardım kuruluşlarına, siyasilere ve valiye bile ulaşamıyorlar.

 

İşsizlik her geçen gün kenti esir altına almaktadır. Esnafın birçoğu kepenk kapatmış, işletmelerin bir çoğu geçici süreyle işlere son vermiş durumda ya bu işsiz kalan vatandaşlar nasıl geçim sağlayacak. Eğer vatandaşın oyları ile o makamlara geldiyseniz vatandaşa hizmet etmek önceliğiniz olmalıdır. Eğer vatandaşın vergisiyle makamlarda oturuyorsanız işinizin vatandaşa kolaylık sağlamak sıkıntılarına merhem olmakla gerçekleştirebilirsiniz.

 

Susmak, menfaat uğruna sesiz kalmak yerine bunları dile getirmek benim bugüne kadar bu meslekte öğrendiğim tek şeydir. Basın demek vatandaşın dili demek, bunları kendi adıma değil vatandaşımın adına kaleme aldım. Umarım ki dikkate alınır kentin işsizlik, sosyal yardım sorunu çözülür.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 63olay.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.