Hayatın anlamını bulma yolunda mihenk taşlarından biri de doğru zamanda doğru yerde olmaktır. Bunu her türlü durum, karara uyarlayabilirsiniz. Bir yola çıkarsınız, eğitim ile ilgili bir karar verirsiniz. Beklediğiniz şey tam da size yaklaşmıştır. Fakat zamanlama yanlıştır. Mesela; tam da sevdiğin işi yapmak, insanın hobi olarak mesleğini yapması nasıl güzel bir ayrıcalıktır.   Veya doğru kişiyle hayallerinizdeki kişiyle karşılaşmak, ‘aman tanrım’ bu nasıl oldu dedirten cinsinden…Aşkta da doğru zaman, doğru yer, doğru kişi ne kadar güzel hissettiren bir duygudur.   Veya futbolda, doğru zamanda, doğru yerde atılan bir gol. Nasıl coşturur insanı.   Bunun biraz felsefesini yaptıktan sonra hep şunu düşünmüşümdür. Aslında o doğru zaman dediğimiz şeyi biz yaşamımızdaki o süreç içerisinde oluştururuz. Tesadüf gibi olan şeyler de ektiklerimizi biçtiğimiz, düşlediğimiz, istediğimiz arzuladığımız veya bazen de tam da karşı geldiğimiz şeyler de olabilir. Öyleyse bunu bir de şu açıdan ele alalım. Bir insanın doğru yer ve zamanı görmesi için yanlış yer ve zamanları görmesi gerekir. Bunu fark edince zaten doğrusunu ve yanlışını da yaşamış oluyor.   Bir öğretmenden çok memnunsunuzdur. Bir şey olur. Değiştirmek zorunda kalırsınız. Yanlış insan olarak gördüğünüz başka bir öğretmenin aslında sizin anlama düzeyinize daha uygun olduğunu fark eder ve yanıldığınızı anlarsınız.  İlişkilerde de bunu yaşayabilirsiniz. Aşkı uğruna yerlerde süründüğünüz kendinizi köle yaptığınız o kişiyi tahtından indirip eski değeri vermediğinizde, onu gereksiz yere pohpohlamadığınızda da daha doğru biri karşınıza çıkabilir veya yanlış insan artık kendini düzeltebilir.   Diyelim ki, psikolojik desteğe ihtiyacınız var. Doğru doktora denk gelmeniz ondan sonraki hayatınızda mucizevi dokunuşlar yaparken ve hayatınıza adeta bir ışık etkisi bırakırken, yanlış gittiğiniz doktor pişmanlık yaşamanıza doktorlardan kaçmanıza bile sebep olabilir. Bunu şöyle daha basit düşünecek olursak, diyelim ki bir iç mimara evinizi dizayn ettireceksiniz. Önce o mimarla bir uyum yakalamanız gerekir. Bu uyum da tek taraflı değil karşılılıkladır.  Sizi anlayacak, sizi gerçekten dinleyecek, empati yapacak bağ oluşturacak kişinin evinizi dizayn etmesi çok güzel sonuçlar ortaya çıkarırken diğer durumda hem para verip hem de istediğiniz sonucu alamayabilirsiniz.   Bizi en çok üzen de zaman, para, emek verip istediğimiz sonucu alamamak değil midir?   Doğru yerde, doğru zamanda, doğru kararlar almak insanı, aileyi, toplumu da mutlu etmez mi?   Kendin için yatırım yap, pes etmeden ilerle, olmak istediğin yerde olmak için emek harca ve belki diğerlerinden daha farklı bir hayatın olur. Biraz daha yorulursun, biraz daha beklersin, sabredersin, kırılırsın ve gün gelir ışık üzerine doğar. Çünkü sen de gelişmiş ve kat etmen gereken yolu kat etmiş, öğrenmen gereken şeyleri görmüş, törpülemen gerekenleri değiştirmişsindir. Yani senden artık başka birisi doğmuştur.     Doğru yerde, doğru zamanda güzelliklere doğru, Belgin Turan’la başka neler mümkün.