Abdulkadir Şanlı
Köşe Yazarı
Abdulkadir Şanlı
 

Vallahi Urfa!

Vallahi Urfa! Bu kelime bile başlı başına bir davet, bir sıcaklık, bir gizem barındırıyor. Binlerce yıllık tarihiyle sırtını yaslamış Göbeklitepe'ye, gözlerini dikmiş Balıklıgöl'ün mistik sularına... Urfa, sadece bir şehir değil, adeta yaşayan bir tarih kitabı, gönlü cömert bir dervişin tebessümü. Urfa'ya ayak bastığınız an, o kendine has atmosfer sizi sarıverir. Daracık taş sokaklarda yankılanan nal sesleri, bakırcılar çarşısının ritmik çekiç sesleri, mis gibi isot kokusu... Sanki zaman burada biraz yavaşlamış, hayat daha bir telaşsız akıyor. Balıklıgöl... İbrahim Peygamber'in ateşe atıldığı o efsanevi mekan. Sazlıkların arasında sakin sakin yüzen kutsal balıklar, etrafındaki tarihi yapılar, yansıyan gün batımı... Burası sadece bir göl değil, Urfa'nın kalbi, ruhunun aynası. İnsan burada binlerce yıllık bir hikayenin sessiz tanığı olur, ruhunu bir huzur kaplar. Ama Urfa sadece tarihiyle değil, insanıyla da büyüler. O meşhur Urfa sofraları... Sıcacık lavaşlar, birbirinden lezzetli kebaplar, acı mı acı isotun o kendine has tadı... Urfalılar misafirperverlikleriyle ünlüdür. Kapıları her zaman açıktır, sofraları her zaman bereketlidir. Bir Urfa sofrasına konuk olmak, sadece karnınızı doyurmak değil, aynı zamanda gönlünüzü de ısıtmaktır. Ve tabii ki Göbeklitepe... Tarihin sıfır noktası olarak adlandırılan bu muhteşem yapı, Urfa'nın sadece geçmişine değil, tüm insanlık tarihine ışık tutuyor. Oymalı taş sütunlar, binlerce yıl öncesinden günümüze ulaşan gizemli figürler... Burada insan, zamanın ne kadar da göreceli olduğunu derinden hisseder. Urfa'nın sokaklarında yürürken, her köşede ayrı bir hikaye fısıldayan taşlara dokunursunuz. Hasanpaşa Köprüsü'nün kemerleri altında tarihin yankısını duyarsınız, Gümrük Hanı'nın avlusunda eski ticaret yollarının canlılığını hayal edersiniz. Ama Urfa sadece geçmişe bağlı bir şehir değil. Aynı zamanda modernleşen, gelişen bir yüzü de var. Gençlerin enerjisi, yeni kafeler, canlı sokaklar... Urfa, gelenekle geleceği harmanlamayı başaran nadir şehirlerden biri. Vallahi Urfa, anlatmakla bitmez. Onun sıcaklığını, mistikliğini, tarihini ancak yaşayarak anlayabilirsiniz. Eğer yolunuz bir gün Güneydoğu'ya düşerse, Urfa'ya uğramadan geçmeyin. O taşın, toprağın, gönlün yaşındaki bu kadim şehir, sizi kendine hayran bırakacaktır. Ve eminim ki, ayrılırken yanınızda Urfa'nın sıcaklığını, o kendine has "vallahi" deyişini de götüreceksiniz.
Ekleme Tarihi: 04 May 2025 - Sunday

Vallahi Urfa!

Vallahi Urfa! Bu kelime bile başlı başına bir davet, bir sıcaklık, bir gizem barındırıyor. Binlerce yıllık tarihiyle sırtını yaslamış Göbeklitepe'ye, gözlerini dikmiş Balıklıgöl'ün mistik sularına... Urfa, sadece bir şehir değil, adeta yaşayan bir tarih kitabı, gönlü cömert bir dervişin tebessümü.

Urfa'ya ayak bastığınız an, o kendine has atmosfer sizi sarıverir. Daracık taş sokaklarda yankılanan nal sesleri, bakırcılar çarşısının ritmik çekiç sesleri, mis gibi isot kokusu... Sanki zaman burada biraz yavaşlamış, hayat daha bir telaşsız akıyor.

Balıklıgöl... İbrahim Peygamber'in ateşe atıldığı o efsanevi mekan. Sazlıkların arasında sakin sakin yüzen kutsal balıklar, etrafındaki tarihi yapılar, yansıyan gün batımı... Burası sadece bir göl değil, Urfa'nın kalbi, ruhunun aynası. İnsan burada binlerce yıllık bir hikayenin sessiz tanığı olur, ruhunu bir huzur kaplar.

Ama Urfa sadece tarihiyle değil, insanıyla da büyüler. O meşhur Urfa sofraları... Sıcacık lavaşlar, birbirinden lezzetli kebaplar, acı mı acı isotun o kendine has tadı... Urfalılar misafirperverlikleriyle ünlüdür. Kapıları her zaman açıktır, sofraları her zaman bereketlidir. Bir Urfa sofrasına konuk olmak, sadece karnınızı doyurmak değil, aynı zamanda gönlünüzü de ısıtmaktır.

Ve tabii ki Göbeklitepe... Tarihin sıfır noktası olarak adlandırılan bu muhteşem yapı, Urfa'nın sadece geçmişine değil, tüm insanlık tarihine ışık tutuyor. Oymalı taş sütunlar, binlerce yıl öncesinden günümüze ulaşan gizemli figürler... Burada insan, zamanın ne kadar da göreceli olduğunu derinden hisseder.

Urfa'nın sokaklarında yürürken, her köşede ayrı bir hikaye fısıldayan taşlara dokunursunuz. Hasanpaşa Köprüsü'nün kemerleri altında tarihin yankısını duyarsınız, Gümrük Hanı'nın avlusunda eski ticaret yollarının canlılığını hayal edersiniz.

Ama Urfa sadece geçmişe bağlı bir şehir değil. Aynı zamanda modernleşen, gelişen bir yüzü de var. Gençlerin enerjisi, yeni kafeler, canlı sokaklar... Urfa, gelenekle geleceği harmanlamayı başaran nadir şehirlerden biri.

Vallahi Urfa, anlatmakla bitmez. Onun sıcaklığını, mistikliğini, tarihini ancak yaşayarak anlayabilirsiniz. Eğer yolunuz bir gün Güneydoğu'ya düşerse, Urfa'ya uğramadan geçmeyin. O taşın, toprağın, gönlün yaşındaki bu kadim şehir, sizi kendine hayran bırakacaktır. Ve eminim ki, ayrılırken yanınızda Urfa'nın sıcaklığını, o kendine has "vallahi" deyişini de götüreceksiniz.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 63olay.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
mehmet akbaş
(20.05.2025 21:53 - #391)
memleket sevgisini harika bir şekilde ifade etmişsiniz teşekkürler
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 63olay.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.